COĞRAFİ ANALİZLERİN ARKEOLOJİDE KULLANILMASI
Bu yazımızda coğrafi araştırma yöntemleri ile arkeolojik araştırma yöntemleri arasındaki benzer çalışma yöntemleri üzerinde durmak istiyorum.
Coğrafik araştırmaların başlangıç safhasında öncelikle masa başı çalışmalarında veri toplama ve literatür tarama gelmektedir.Bu aşamada bizim yapacağımız çalışmalar araştırma sahasında daha önceden yapılmış çalışmaları değerlendirmek varsa eksikleri belirlemek ve önceki araştırmada takip edilen metodları ve kullanım tekniklerini incelemektir.bu konuyu biraz genişletecek olursak şu sorulara yanıt vermek gerekir :
• Aranılacak sahada daha önceden yapılmış çalışma var mı varsa hangi tür dedektörler kullanılmış veya sonuç alınabilmiş mi?
• Daha önceden taranan sahada bize göre eksik olan yanlar nelerdir?
• Yapılmış çalışmalar tüm teknik donanım ile mi yoksa amatör bir şekilde üstünkörü mü gerçekleştirilmiş ?
• Biz bu sahada ek olarak neler yapabiliriz?
• Araştırma yapacağımız sahanın hangi türden kaynakları bizde mevcut?(rivayetler,efsaneler,hikayeler,yöre halkının söylemleri,tarihi kaynaklar,arkeolojik bilgiler………)
• Çalışma sahası ne derecede güvenilir?
• Çalışma tekniğim veya ekipman ve alacağım destek ne oranda yeterli?
• Benzer sahada edindiğim bir tecrübe var mı?
• Sahanın çalışılması hangi zaman diliminde daha iyi gerçekleştirilir?
gibi benzer sorular tam bir arşiv ve bilgi dizininin taranılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmaların daha önceden etüdü yapılmış ve hazırlıklı gidilen bir sahada daha iyi sonuçlar vereceği muhakkaktır.
Arkeoloji çalışmalarında izlenen yöntemlere baktığımızda, sorulardan çok farklı olmadığını görürüz. Bu tür çalışmaların daha verimli olabilmesi için bazı kişisel özelliklerimizi daha da geliştirmemiz gerekmektedir bunları şu şekilde özetleyebiliriz :
• Performansı en üst düzeyde kullanabilme
• Çalışma sahasının tüm özelliklerini daha sonra yapacağımız analizlerde kullana bilecek şekilde hatırlayabilme
• Nesneleri birbirlerine göre kıyaslama ve yorumlayabilme (benzetme – şekil zemin ilişkisi)
• Araştırma süresince maksimum konsantre olabilme
• Mükemmel bir gözlem ve arazi şartlarını çok iyi bir şekilde analiz yapabilme
• Vücudu etkin ve koordineli olarak kullanabilme
• Bu çalışmaların açık havada yapılacağını bilip fiziksel gücümüzü ona göre dengeli bir şekilde ayarlamamız gerekmektedir
Bu bilgiler ışığında arkeolojik araştırma yöntemlerini irdeleyecek olursak :
Arkeoloji,eski devirlere ait toplumların ürünü olan her şeyi toplar,sınıflandırır;bulunuş durum ve yerlerini de göz önüne alarak sonuç çıkarır.
A)YÜZEY ARAŞTIRMASI : Yer altında bulunan eski kültür kalıntılarını çıkarmada titiz bir uygulamak gerekir.Arkeolojik Yerleşmelerin bulunması,belgelenmesi ve bunların herhangi bir kazı işlemine başvurulmadan bilimsel yöntemlerle incelenmesi, toprak üstündeki kalıntılarının elde edilip yorumlanmasına " yüzey araştırması " denir.Henüz bilinmeyen arkeolojik yerler,açık arazide yürüyerek ya da araba ile dolaşılarak bulunur.Amaçlı olarak yapılacak bu araştırma,arkeolojik yüzey araştırmasının gerekli bir bölümüdür ve çalışmanın ilk basamağını oluşturur.Toprak üstü arama-yüzey araştırması- çeşitli merkezler üzerinde uygulanabilen bir yöntemdir.Bunlar;höyük,akropol,düz arazi yerleşimi,kurumuş nehir yatağı, tümülüs ve nekropoldür.
Burada kullanımış terimlerin anlamlarını belirtmek gerekirse :
1.HÖYÜK: Arapların "tell" ya da "tal",Perslerin "tepe" diye adlandırdıkları höyükler,eski yerleşmelerin yıkılması veya doğal tahribi sonrasında onların kalıntılarıyla oluşmuş doğal olmayan tepeciklerdir.
İlk çağlarda insanlar henüz yerleşik düzende yasamadıklarından,çoğunlukla da ağaç kovuklarında ve mağaralarda barındıklarından höyüklere rastlanmaz.Ancak Neolitik çağdan itibaren kurulan toprağa bağımlı yerleşmeler,çeşitli felaketlerle yıkılıp yok olurlar;zamanla bunların düzeni tabii olarak bir toprak katmanıyla kaplanır.Çoğu zaman da bu yıkıntının üzerine başka bir topluluk gelip yerleşir;veya yıkık kentin eski sahipleri şehri tekrar yeni bastan imar ederler.Hep ayni yere gelip yerleşmesinin nedenleri arasında,yörenin coğrafi özellikleri,iklim şartları ve toprak verimliliği ile su durumu başta gelmektedir.
İşte,bu tür Kültür kalıntılarının bulunduğu tepeler höyük karakteri taşırlar.Örneğin, Çanakkale'nin 25 km. güneyindeki Troia'da ,bilimsel kazılar sonucu 9 katli bir yerleşimin varlığı kesin olarak saptanmıştır.Diğer bazı örnekler olarak Çorum-Alaca höyük ve Kara höyük, Kayseri-Kültepe,Keban yöresindeki Norşuntepe ile Kuzey Suriye'deki Tell Halaf,Tell Tayinat, Til Barsip sayılabilir
.
2.AKROPOL:"Akra" (yüksek), "Polis" (şehir) kelimelerinden türetilmiş akropol, yüksek ve savunulması kolay tepeler üzerinde kale anlamındadır.Bu kale içinde yönetici krallığa ait çeşitli sosyal ve dinsel yapılar yer alır.Akropol Kral’ın korunmasına ayrılmıştır;halk ise akropolün eteğinde yerleşimini sürdürür.Örnek olarak,Atina Akropolü,Bergama Akropolü ve Pirene Akropolü gösterilebilir.
3.DÜZ ARAZİ YERLESMELERI:Düz yerleşmelerdeki asal özellik sur duvarlı kalelerdir.Özellikle savunma amacıyla sağlam yapılı surlar ve yerleşme olarak da tepe sırtları seçilmiştir.Akropol krallığı temsil ettiği için halk daha çok ovadaki tarlaların bulunduğu düz arazide yaşardı.Düz arazi yerleşimlerine örnek gösterebileceğimiz Zincirli ve Kargamış'ta kaleler bazı kısımlarında çift sur duvarlarıyla çevrelenmiştir.
4.KURUMUŞ NEHİR YATAĞI:Yöreye ait seramik ve benzeri tasınmış malzemeyi derleyebilmek, ayrıca toprak altı tabanlaşma konusunda kısıtlı da olsa bir fikir sahibi olmaya yönelik,yüzeyde uygulanan araştırmaların bir bölümünü kapsar.
5.TÜMÜLÜS:Bunlar önemli kişilere,özellikle de kral ve prenslere ait mezar yapılardır.Gerek Tümülüs,gerekse höyük dış görünüş olarak birer "yapay tepecikten oluşmuştur.farklılık iç yapıdaki kuruluşlardır.tümülüslerde önce mezar odası düz bir alan üzerine inşa edilir.Daha sonra üzeri kapatılarak dev bir toprak yığınıyla örtülür.Bu yapı tarzıyla hem mezarın yeri bir tepecikle belirlenmiş olur,hem de mezar odası soyguncuların dıştan gelecek tehlikelere karsı korunmuş olur.Örnek olarak,Frigler'in "Midas’ın Mezarı" diye bilinen Gordion Büyük Tümülüsü gösterilebilir.Anadolu'da tümülüslerin en yoğun rastlandığı yöre ise Lydia'dir.
6.NEKROPOL:Yüzey araştırmasının yapabileceği bir diğer saha ise nekropollerdir." Nekro" (ölüler) ve "Polis" (şehir) kelimelerinden türetilmiş nekropol mezarlıkları kapsar.Genellikle kent dışında,bazen de ana kapının hemen yakınında yer alırlar;Assos ve Termessos'ta olduğu gibi.
B)BULMA : Araştırmacı,yüzeyde yaptığı çalışmalar sonucunda bazı verileri toplar.Bunların başında seramik eşya,kırık çanak-çömlek parçaları;küçük buluntularla sikkeler ve süs malzemesi gelir.Seramik eşya kırıldıktan sonra bir daha kullanılmadığı için,ayrıca hemen her yerleşimde bol miktarda ele geçmesi dolayisiyla geçmiş kültürlere ait ipuçları bulmada büyük önem taşır. Arkeologun yüzey araştırması sonucunda elde edebildiği bulgular değerlendirilir ve sonuçta,ilgili yerleşimde kazıya gerek olup olmadığına karar verilir.Eğer Araştırıma sahasında seramik bulgu yoksa,bu orada kazı yapılamaz anlamına da kesinlikle gelmez.Bazen bir sikke,bazen de bir mühür ya da yazıt parçası bile oranın önemini göstermeye yeterlidir.
C) KAZI:Önceden topoğrafik haritası çıkarılmış ve sınırları belirlenmiş arkeolojik alanlarda,yetkili makamlardan alınacak izinle bilimsel sorumluluğa sahip kişilerin yapacağı "kazma" işlemidir.Arkeolojik kazılar amaçlarına göre;
-Planlı Kazılar
-Kurtarma Kazıları
-Rastlantısal Kazılar
diye sınıflara ayrılır.Bunlar yerleşme biçimlerine göre kendilerine uygun yöntemleri ve teknikleri uygularlar.